25 Ekim, 2011

Bazı Akşamlar


Bazı akşamlar diğerlerine benzemiyor. Rahat, sıcak koltuğumda otururken bir deprem oluyor mesela... Raflarda biraz sallanıp, kalp atışlarımı hızlandırdıktan sonra yerlere dökülen cam bardaklar, tabaklar, kitaplığımdan uçuşan kitaplar; ayağımın altından kayan yer, koşarak yanıma gelen küçük kızım, eşim, sevdiğim, sevdiklerim, annem, babam, üst katta oturan yaşlı teyze. Herkes bir anda yıkılıyor, her şey bir anda yerlerde... Sonra bir yanımı enkaz altında bırakıp sokağa fırlıyorum." Annem, kızım, sevdiğim herşeyin altında kaldı, yardım edin!" diye bağırmak üzereyken, insanlar görüyorum. Kahkahalara boğulmuşlar... Koca koca dişlerini göstere göstere, salyalarını tüküre tüküre gülüyorlar. "Senin dedenin dedesinin dedesi, bizim evin damındaki salçayı çaldıydı da, sonra benim teyzemin amcasının oğlu onu senin babanın dedesinin dedesinden geri aldıydı... Sonra benim kardeşimi vurdu senin baban.Bu başına gelenin tüm sebebi budur. bu olmasa biz vuracaktık zaten seni." diyor birileri. Kim bunlar,nasıl da sevmiyormuşuz birbirimizi, tanımasak da sevmiyormuşuz, diye geçiriyorum içimden. Başka bir yol yokmuymuş da bana kadar aynen, aynı yöntemlerle, böylece gelmiş bu olay acaba? Bin kere denenmişi, binbirinci kez mi denemişler? Ya da hiç denememişler, hatta denemeyi dahi düşünmemiş olabilirler mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder