26 Ocak, 2010


Küçük kasabamın en güzel köşesi benim... En güneşli, en beyaz, en rahat, en sıcak, en durağan, en dingin, en hareketli, en temiz... Sıcağı ve soğuğuyla, içinde kalabalığa ve karmaşaya yer vermeyen, gerekmedikçe... En güzel seslerin ve renklerin bir araya geldiği, benim harikalar diyarım... Daha iyi anladım ki, herşey burada koruduğum kadar güzelmiş... En yakınlarıma karşı bile, bu alanı korumasız bıraktığım zaman, yakınıma yakın olamıyorum. Herşey dağılıyor o zaman bir anda, her şey toz oluyor bende, ben de... İşte o zaman herkese haksızlık yapma hakkı kazanıyorum kendimce. Herkese haksızlık yapabilmek için ise odamın dağılmış köşelerini gösteriyorum, düşmüş boya parçalarını, kendisine ayıp edilmiş aynaları, kısa gelen gömlek kollarını... Özenli olmazsam köşeme karşı, köşemde dansederlerse hele bir de, öldürüyorum yakınlarımı ve kendimi... Katil oluyorum, köşeme kaçabilmek için, kendime sarılmak için. Bu yüzden dansederken dikkatli olmalıyım, diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder