26 Eylül, 2015

BUGÜN KİTAPLARDAN JOSÉ SARAMAGO, ÇATIDAKİ PENCERE (ZAMAN İÇİNDE KAYBOLAN ve BULUNAN KİTAP)


“Tüm ruhların da bütün evler gibi,
Cephelerinin yanı sıra gizli içleri vardır.”
                                        Raul Brandão

“ –    Size göre ben doğmadan önce ölenlerden miyim?
        Başka bir gruptansınız. Daha doğmamış olanlardansınız.
        Deneyimimi unutmuyor musunuz?
        Hiçbir şeyi unutmuyorum. Deneyim sadece başkalarına yararı olduğunda değerlidir. ”

Raflarını tozlandırdığım kitap günlüklerine dönüşüme başlık olası bir diyalog olduğundan kalın kalın çizilmiştir altı. Ne de güzel durum anlatan, psikolojik otopsiye varan tahliller yapan / yaptıran yüzlerce diyalogdan yalnızca bir tanesidir. Baştan aşağı dondurur, düşündürür, okurun mesafeli duruşunu altüst eder diyaloglar ve düşünce akışları ve her şey öyle bir olur ki, gündelik akışın, en olası zincirin arasından beklenmedik bir anda patlama yırtılıverir, şaşkınlıkla çevrilir sayfalar. Tam durulur ve öylece günler geçer ki, bir anda sıra dışı bir şey olur işten eve döndüğünüzde ve yarın olsun çabucak, diye beklemeye başlarsınız. Kitapla ve yazarla geç tanışmam da kitabın kendisi gibi oldu. Öylesine gezerken, aklımda bir isim, bir liste yokken, elim öylece aldı kitabı, ben değil. Bu tanışma şekli de kitabın yayımlanma şekline uygun olmuş sanırım.
Yazarın 1953 yılında; 20li yaşlarında yayınevine teslim ettiği, yazarın ilk kitabı olan dosya için yanıt 1989 yılında kendisi ünlü bir yazar olduktan sonra gelmiş.
“-Taşınma sırasında bulduğumuz bu metni yayımlamak yayınevimize büyük onur verecektir,” şeklinde gelen yanıt için telefon çaldığında tıraş olmakta olan Saramago, yayınevine “-Teşekkür ederim, şimdi olmaz.” diyerek karşılık vermiş. Türkiye’de yayımlanmasına vesile olan Kırmızı Kedi Yayınevinden çıkan kitapta çevirisi bulunan, José Saramago Vakfı Başkanı, Pilar Del Rio’nun yazmış olduğu önsözün demesiyle Saramago “İtirazının nedeni olarak bir sürü kez yazdığı ve dile getirdiği yaşam ölçütünden başka bir açıklama yapmaya gerek görmedi: Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, ama hepimiz birbirimize saygı göstermek zorundayız. Bu mantığa göre Saramago’ya kalırsa hiçbir kurum eline ulaşan metinleri yayımlamak zorunda değildir, ama günlerce ve günlerce, aylar boyunca sabırsızlık ve hatta huzursuzlukla yanıt bekleyen kişiye o yanıtı vermek zorundadır çünkü yayınevine teslim edilen o kitap, o taslak bir harf yığınından ötedir, içinde tüm aklı ve duyarlılığıyla bir insan barındırır.”



Kitap bir apartmanda bulunan altı dairenin içindeki yaşantılara götürüyor bizleri. Bu evlerde yaşanan ayrı hikayeler, birbiriyle hiç ilgisi olmayan, hem sıradan hem sıra dışı karakterler ve olaylar, özellikle diyaloglar arasında geziniyoruz. Hayır! Hikayeler sonunda birbirine bağlanmıyor! Sonunda bir yerlere varma yerine varamama derdi taşıyor gibi görünen yazar, evlerde yaşanan olayları zenginleştirmek, renklendirmek yerine çok katmanlı durumlar, psikolojik çatışmalar ve az olaya derinlemesine dalmış. Bu çok katmanlılık halinin verdiği bulutların üzerinde koşuyor olma hissi, beklenmedik bir yere çalınma hareketiyle bölünüyor ya da son buluyor çoğunlukla.
İstemedikleri hayatlara devam eden, nedeni üzerine düşündükçe uçsuz zeminlere varan insanlar, hazzın acısıyla ve acının hazzıyla iç içe geçen ilişkiler, akıl tutulmaları, bambaşka ruh halleri, klasik müzik, parasızlık, fazla ahlakın getirebileceği ahlaksızlık, ahlaksızın verdiği biricik ahlak dersi, okura yönünü şaşırtan sorgulamalar, şiddet, tiksinme ve saf çirkinlik karşısında duyulan tutkunun, hayvani güdünün derinine saklanan zevk, zaaflar ve her şeyi, hepimizi kurtarmanın tek yolu olan sevgi… Sıkıştırılmış bu hazinenin içinde bulduğum şeylerin küçük bir kısmı bunlar…
Olay örgüsü ve diyalogların ötesinde, kitabın büyüleyici dilinin anlatılacak bir yanı olmadığını düşünmekle beraber, bu kadar iyi bir çeviri yaptığı için çevirmen Pınar Savaş’a teşekkür etmeden geçemiyorum. Kitabın çeviri olduğunu başından sonuna tek bir kez hissetmedim ve anlatımın en ağır olduğu kısımlarda dahi, cümleler muazzam lezzetini kaybetmemiş görünüyor.

Geç tanışmaktan üzüntü duyduğum José Saramago'nun bu kitabı hakkındaki yorumlara hızlıca göz gezdirdiğimde okur kitlesinin bu kitabı genellikle zayıf bulduğunu gördüm. Bu kitapla başladığım için şanslı olduğumdan şüphelenmekle beraber, Saramago'nun diğer kitaplarıyla devam etmek için sabırsızlanıyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder